Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), 23 Nisan 1920 tarihinde kurulduğundan bu yana, Türk milletinin iradesinin sembolü olmuştur. Bugün, TBMM’nin 105. yaşını kutlarken, bu önemli kurumun tarihini, demokrasiye katkılarını ve gelecek vizyonunu gözden geçirmek, toplum için büyük bir anlam taşımaktadır. Türkiye'nin demokratik geleneğinin gelişiminde önemli bir rol üstlenen TBMM, zamanla sadece bir yasama organı olmanın ötesine geçerek, siyasi, sosyal ve kültürel birçok dönüşüme de öncülük etmiştir.
TBMM’nin kuruluşu, Kurtuluş Savaşı’nın en kritik dönemine denk gelmektedir. Milli Mücadele’nin lideri Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, işgallere karşı topyekûn bir direnişin temsilcisi olarak meclisi oluşturmuşlardır. Meclis, halkın iradesini yansıtan bir platform olarak, ulusun bağımsızlık mücadelesinin karargâhı haline geldi. Bu dönemde alınan kararlar, Türkiye'nin bağımsızlığını kazanmasında etkili oldu ve aynı zamanda milletlerarası alanda tanınmasını sağladı. TBMM, bu bağlamda sadece bir yasama organı olmanın ötesinde, ulusun kurtuluşu ve çağdaşlaşması için de önemli bir rol üstlenmiştir. İlk olarak 1921 Anayasası’yla kurumsal bir çerçeveye kavuşan TBMM, zamanla Türkiye’nin siyasi yapısını şekillendiren temel kurumlardan biri haline geldi.
TBMM, Türkiye’nin siyasi gelişiminde birçok dönüm noktasına şahitlik etti. 1946'da çok partili hayata geçiş, 1961 Anayasası ile demokratikleşme adımları, 1982 Anayasası ile pekişen hak ve özgürlükler, TBMM’nin hep bir gelişim içinde olduğunu gösterir. Günümüzde TBMM, siyasi tartışmaların ve karar alma süreçlerinin merkezi olarak, hukuk devletinin işlemesini sağlamakta ve halkın taleplerini dinleyen bir yapı olarak öne çıkmaktadır.
Son yıllarda, TBMM’nin rolü ve işleyişi, çağın getirdiği yeni zorluklarla birlikte değişim göstermiştir. 2017’deki anayasa değişikliği ile birlikte, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesi, Meclis’in yetkilerini ve işlevselliğini önemli ölçüde etkilemiştir. Ancak bu değişiklikler, TBMM’nin halkın iradesinin yansıdığı yer olma misyonunu değiştirmemiştir. Parlamento, yasama, denetleme ve temsili görevlerini yerine getirirken, halkla olan bağını sürdürmeyi hedeflemektedir.
Gelecek yıllarda TBMM’nin, halkın iradesini yansıtma ve demokrasi kültürünü yayma görevini sürdürmesi bekleniyor. Eğitim, sanayi ve sosyal hizmetler gibi birçok alanda TBMM’nin rolü, demokratikleşme sürecinin daha da güçlenmesine katkı sağlayacaktır. TBMM’nin 105. yılı, aynı zamanda bir fırsat olarak değerlendirilmeli; geçmişten gelen tecrübeler ışığında, geleceğe dönük daha güçlü bir demokrasi için çalışmalar yapılmalıdır.
Sonuç olarak, TBMM'nin 105. yılı, Türk milletinin özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinin bir simgesi olarak büyük bir anlam taşımaktadır. Bu yıl dönümü, geçmişteki kahramanlıkları anma ve geleceğin daha demokratik, kapsayıcı bir toplum için adımlar atma fırsatı olarak değerlendirilmelidir. TBMM’nin, Türkiye’nin siyasi ve sosyal hayatına katkıları, her zaman hatırlanacak ve gelecek nesillere aktarılacaktır. Unutulmamalıdır ki, güçlü bir Türkiye için güçlü bir TBMM her daim gereklidir.