2023 yılı Ramazan Bayramı’nda, işgal altındaki Mescid-i Aksa’da düzenlenen bayram namazına katılan 120 bin Filistinli, özgürlük ve barış mesajları verdi. Kudüs’ün kalbinde yer alan Mescid-i Aksa, sadece bir ibadet yeri değil, aynı zamanda Filistinlilerin kimlik ve direniş sembolüdür. Bayram namazı, yalnızca dini bir ritüeli değil, aynı zamanda Filistin halkının dayanışma ve birlikteliğini de simgeliyor. Her yıl olduğu gibi bu yıl da, dünya genelinden gelen destek mesajları, işgal altındaki bu kutsal mekânın önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Mescid-i Aksa, tarihi ve dini önemiyle dünya Müslümanları için özel bir yere sahiptir. Ancak, yıllardır işgal altında olan bu bölgede, müslümanlar için ibadet etmek her zaman kolay olmamıştır. İşgal altındaki ilişkiler ve sürekli çatışmalar, Kudüs’teki bu kutsal mekânda ibadet edenlerin sayısını azaltırken, özellikle bayram gibi özel günlerde birlik olmanın gerekliliği daha da ön plana çıkmaktadır. 2023 Ramazan Bayramı’nda 120 bin kişinin katılımı, bu birliğin ve dayanışmanın güçlü bir tezahürüydü.
Bayram namazı, Filistinlilerin sadece inançlarını ifade etmekle kalmayıp, aynı zamanda adalet ve özgürlük taleplerini de dile getirdiği bir platform haline geldi. Her yıl binlerce insan, Mescid-i Aksa’da buluşup dua ederken, posta kapanlarına ve işgallere karşı seslerini yükseltiyorlar. Bu, yalnızca bir inanç meselesi değil, aynı zamanda siyasi bir etkinliktir. Filistinliler, uluslararası topluma barış ve özgürlük için mücadele ettiklerini bir kez daha hatırlatmış oldular.
Bu yıl, Mescid-i Aksa'daki bayram namazı, uluslararası camiada yankı uyandırdı. Birçok ülkeden ve uluslararası organizasyonlardan gelen destek açıklamaları, Filistin halkına olan dayanışmanın güçlendiğini gösteriyor. Sosyal medya platformlarında yayınlanan mesajlar ve paylaşımlar, özellikle genç kuşakların bu davaya olan duyarlılığını artırdı. Kudüs için yapılan eylemler, yalnızca Filistinlilerin değil, aynı zamanda dünyanın dört bir yanındaki müslümanların da ortak mücadelesidir.
Bazı dünya liderleri de bayramda yapılan ibadeti destekleyen mesajlar yayınlayarak, barış çağrısında bulundular. Ancak, bu desteklerin ne kadar etkili olacağı tartışma konusu. İşgal altında yaşamak zorunda kalan Filistinlilerin, en basit hakları ve ibadet özgürlükleri dahi sık sık engellenmektedir, bu da gerginlikleri artırmakta ve uluslararası ilişkileri zorlaştırmaktadır.
Mescid-i Aksa’da gerçekleşen bu büyük katılım, Filistin halkının direnişinin yanı sıra, onların inançları doğrultusunda gösterdikleri kararlılığı da simgeliyor. Sadece dini bir gün olmanın ötesinde, Filistinlilerin özgürlük mücadelesinin ve dayanışmasının bir parçası olan bu olayın, dünya gündeminde yer alması gerekmektedir. Unutulmaması gereken, Mescid-i Aksa’nın sadece bir ibadet yeri değil, aynı zamanda özgürlük arayışlarının da merkezi olduğudur.
Mescid-i Aksa, tüm dünyanın gözleri önünde süren bir adalet mücadelesinin sembolü olmayı sürdürüyor. İşgal altında geçirilen bu bayram, Filistin halkının tarihi ve geleceği arasındaki sıkı bağları bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu, yalnızca bir bayram değil, aynı zamanda bir hatırlatma: Özgürlük, barış ve eşitlik taleplerinin devam edeceği ve bu uğurda mücadele edenlerin bir günde evlerine dönmeyi umduğu bir geleceğin simgesi. Önümüzdeki günlerde Mescid-i Aksa ve Kudüs'e yönelik gelişmelere dikkatle odaklanmak, hem bölge halkı hem de uluslararası toplum için bir gereklilik haline geliyor.