Türkiye’nin cari fazlası, 2019 yılından bu yana en yüksek seviyesine ulaşarak ekonomide dikkat çeken bir gelişme kaydetti. Ekonomik denge ve sürdürülebilirlik açısından önemli bir gösterge olan cari denge, dış ticaret performansı ve finansal akışlardaki iyileşmelerin bir sonucu olarak olumlu bir tablo çizdi. Uzmanlar, bu artışın ekonomik istikrarın sağlanmasında ve döviz rezervlerinin güçlenmesinde kritik rol oynadığını vurguluyor.
Cari fazla, ülkenin dış ticaret dengesinde mal ve hizmet ihracatının ithalatı aşması durumunda ortaya çıkar. Son dönemde küresel ticarette yaşanan toparlanma, Türkiye’nin ihracatındaki güçlü performans, sanayi ve tarım sektörlerinde elde edilen başarılar, cari dengeyi olumlu etkileyen başlıca unsurlar arasında yer alıyor. Özellikle enerji maliyetlerindeki düşüş ve dış talepteki artış, Türkiye’nin dış ticaret dengesine pozitif katkı sağladı.
2019'dan bu yana ilk kez bu seviyeye çıkan cari fazla, ekonomi yönetimi tarafından da olumlu bir gelişme olarak değerlendirilirken, orta ve uzun vadede sürdürülebilirliği tartışma konusu. Cari dengedeki bu iyileşme, Türkiye’nin dış finansman ihtiyacını azaltarak döviz kuru üzerindeki baskıyı hafifletiyor ve ekonomik kırılganlıkları azaltıyor. Bunun yanı sıra, enflasyonla mücadelede ve yatırım ortamının iyileştirilmesinde de pozitif etkiler yaratabileceği öngörülüyor.
Ancak, uzmanlar bu seviyenin korunması için ihracatın artırılmasına, ithalatın stratejik olarak yönetilmesine ve küresel piyasalardaki gelişmelerin yakından takip edilmesine ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Özellikle enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar ve küresel resesyon riskleri, cari dengenin gelecekteki seyrini etkileyebilecek faktörler arasında yer alıyor.