Son günlerde gündemin sıcak maddeleri arasında yer alan Beykoz Belediyesi'nde yaşanan gelişmeler, dikkatleri üzerinde toplamaya devam ediyor. Belediye bünyesinde gerçekleşen operasyonlar çerçevesinde, Başkan Yardımcısı Fidan Gül'ün adliyeye sevk edilmesi, hem yerel hem de ulusal basında geniş yankı buldu. Bu durum, kamuoyunu ikiye böldü; bir kesim olayı soruşturmanın gerekliliği olarak değerlendirirken, diğer bir kesim ise güvensizlik iddialarına tepki gösterdi. Peki, Beykoz Belediyesi’nde neler oluyor? Bu yazımızda, adliyeye sevk edilen Fidan Gül ve sürecin arka planını mercek altına alacağız.
Beykoz Belediyesi’nin son dönemde maruz kaldığı operasyon, özellikle yerel yönetimlerdeki yolsuzluk iddialarını yeniden gündeme getirdi. İstanbul’un güzide ilçelerinden biri olan Beykoz, 2021 yılından itibaren çeşitli yolsuzluk soruşturmalarına sahne olmuştu. Gül’ün adliyeye sevk edilmesi, bu operasyonların yeni bir dalgası olarak değerlendiriliyor. Gül, yanındaki bazı belediye çalışanları ile birlikte rüşvet alma ve vermekle suçlandığı iddiaları çerçevesinde gözaltına alındı.
Operasyona katılan güvenlik güçleri, Beykoz Belediyesi’nde yapılan incelemelerde çeşitli belgeler ve kayıtlar elde etti. Edinilen bilgilere göre, belediye başkan yardımcısının, çeşitli ihale süreçlerinde usulsüzlük yaptığına ilişkin kuvvetli deliller bulunduğu ifade ediliyor. Bu durum, kamu kaynaklarının kötüye kullanımı açısından oldukça çarpıcı bir örnek oluşturmakta. Yerel yönetimlerde yaşanan bu tür olaylar, toplumda derin bir güvensizlik yaratıyor.
Fidan Gül’ün adliyeye sevk edilmesi, özellikle Beykoz halkı arasında farklı tepkilere yol açtı. Bazı vatandaşlar, bu tür yolsuzlukların üstünün örtülmediğini ve adaletin tecelli ettiğini düşünerek memnuniyetlerini dile getirirken; çoğu kişi, yerel yönetimdeki bu tür olayların partizanlık yapılarak değerlendirilmesini eleştirdi. İnsanların çoğu, bu tür suçlamaların siyasal mizansen olarak kullanılmamasını ve adaletin herkese eşit şekilde uygulanmasını istiyor.
Öte yandan, Beykoz Belediyesi’nin resmi açıklamasında, operasyonların devam edeceği ve köklü bir yenileme sürecine girileceği ile son günlerde yaşanan süreçlerin tamamen adli yargı süreci tarafından yürütüldüğü ifade edildi. Her ne kadar belediye yönetimi rahatlıkla açıklama yapıyor olsa da, kamuoyunun güveninin yeniden tesis edilmesi için somut adımlar atılması gerektiği vurgulanıyor.
Beykoz’da yaşanan bu olay, sadece yerel yönetimlerin değil, tüm kamu hizmet kurumlarının denetim mekanizmalarının ne denli önemli olduğunun bir göstergesi. Adli süreçlerin hangi sonuçlarla neticeleneceği ise şimdilik merak konusu. Zira, Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı Fidan Gül’ün alacağı herhangi bir ceza, sadece onun değil, aynı zamanda benzer durumlarda olan diğer kamu görevlilerinin de geleceğini derinden etkileyecektir. Bunun yanı sıra; yerel yönetimlerin halkla ilişkileri, işleyişleri ve güvenilirliği üzerine de derin etkiler yaratması muhtemeldir.
Halkın, bu tür skandalların peşini bırakmayarak şeffaflık talep etmesi, gelecekte benzer vakaların yaşanmaması adına kritik bir rol oynayacaktır. Beykoz Belediye Başkanı ve diğer yetkililerin ise, yaşanan bu gelişimler sonrası kamuoyunu nasıl bilgilendireceği ve güveni nasıl yeniden tesis edebileceği büyük önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, Beykoz Beyliğine yönelik operasyonlar ve adliyeye sevk edilen Fidan Gül’ün durumu, sadece bir yerel konudan ziyade, Türkiye genelindeki yerel yönetimlerin durumunu da gözler önüne seriyor. Hem yerel hem de ulusal ölçekte, yöneticilerin hesap verebilirliği ve şeffaflık prensiplerinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiği açıkça ortada. Medya ve kamuoyuyla kurulan ilişkilerin, nasıl bir dönüşüm içerisinde olacağı, önümüzdeki günlerin en çok konuşulan konularından biri olacak gibi görünüyor.